5 Şubat 2013 Salı

Kemik Tarak


      Anamın sırtı hiç kir tutmadı. Hep sevilen bir kadın oldu o çünkü. Pazar sabahları babamla beraber banyo yaparlardı. Şarkı sesleri, kavgaları, gülüşmeleri duyulurdu. Seslerin yankıları seçilmez olduğunda, iyiye yorardık duyduklarımızı. Günlerden pazar oluşunun bu gürültülü işareti içimizi rahatlatırdı... Çay kaşığı sesine uyanır; pazarın o sonsuz uzun saatlerinde; güneşin eve girişini, tozların düşüncelerimiz gibi uçuşunu izlerdik. Gazetelere satır satır bakılırdı da bir köşedeki ödevler omuzlarımızı çökertirdi boşuna.
       Tedirgin edici bir huzurdu bu. Sanki bir süre sonra biri koşturarak merdivenleri döve döve aşağı inecek, bir gürültü kopacaktı.Kimi zaman öyle olurdu da. O anların acısıydı belki içimizi sızlatan. Annemin cildi açılmamış sessizliği boşlukta kanat çırpar, yetişir düzeltirdi her şeyi.Çünkü sesi, eski bir medeniyetin büyük bir kütüphanesiydi. Bir fırtınayla tüm kitapları sayfa sayfa açılırdı.
       Anamı tanıdığım günden beri saçları yıldızlı, yumuşacık, incecikti. Uzun  ve incecik. Beyaz sabun kokan saçlarını kemik tarakla taramak için ablamla yarışırdık. Ben kazanırdım çoğu kez. Acıtmadığım için. Halbuki anasının kuzusu, korunan, gözetilen oydu. Tartışmalarımız sert geçerdi annemle, dokunmalarımız nezaketli. Saçım saçına benzerdi, bilirdim nasıl taranacağını. Düşünceleri düşüncelerime benzerdi. Bilirdim kavgasını. Kendi kendine dokunmanın hazzıydı bu paylaştığımız.
        Dertleri onu huzura alamadan önce banyosunu ben yaptırırdım. Çiçek gibi yarasını beyaz sabunlarla silerdim.  Üşümesin diye kovaya aldığım sıcak suyu usulca sırtına dökerken ben; bu sırada dermansız eli sırtından süzülen saçlarını; boynunun kıvrımından, pembe uçlu memelerine dökerdi. Hayatımın en erotik sahnesi. Sessiz, sonsuz, vurucu.
        Vardığı o yer, yaşadığı zamansız, sıcak pazar gününde yıldızlı saçları çimenlere karışmıştır, basmaya kıyılmaz.. Üstünden yağmur suları süzülür de sırtının geniş toprağı çiçeklerin yatağı olur. Beyaz sabun kokulu renk renk çiçekler. Sessiz ve vakur açarlar sebepsiz. Gözlerinden öperim.

*En çok kendimizi mi seviyoruz? Sırt yıkama fırçalarından nefret edelim rica ederim.
     
     
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder